Birbirimize Vermek İstediklerimiz…

Birbirimize vermek istediklerimiz , çoğunlukla hazırlanır ve bir köşede bekler, artık hazırladıklarımızı verme, düşündüklerimizi söyleme zamanı…

Dağarcığımız çoğunlukla, sevdiklerimize, bazen de sevmediklerimize söyleyemediklerimizle doludur. Sevdiklerimize söyleyemediklerimiz; duygularımızın ve düşüncelerimizin olumlu akışını bozarken, hem kendimizi, hem de karşımızdakini iyileştirme fırsatını kaçırmamıza neden olur. Sevmediklerimize söyleyemediklerimiz ise; yaşanan anların, ifade edilmemiş duyguları olarak, sağ beynimizde depolanır, bizi sıkıştırmaya devam eder. Bu nedenledir ki, ” hayatımda her şey yolunda ancak anlamlandıramadığım öfkelerim var, kişilere karşı toleransım düştü, en küçük şeylere bile kızar oldum” gibi ifadeler kullanırız. Zaman zaman bu olumsuz duygu basıncı öyle çok artar ki, bedenimizde birtakım değişiklikler olmaya başlar. Bize hastalık belirtileri ile kendini ifade etme fırsatı bulur duygularımız. Bu olumsuz duygularımızın sebep olduğu şikayetler bazen deri bulguları ile sedef , egzema, liken planus, gibi, bazen şeker, tansiyon , bazen fibromyalji, yaygın kas, ağrıları olarak hastalık adı ile etiketlenir.. Ne kadar çok hastalığınız varsa, biliniz ki ifade edilmemiş o kadar çok olumsuz duygunuz var. Buna ruhun somutlaştırma yolu diyoruz . Gelin birlikte, ifade edilmemiş duygularınızı , birbirimize uygun sözcüklerle ifade yollarını bulalım. Bu sayede hepimizin içinde var olan sevgimizle hem kendimize, hem karşımızdakine iyileşme fırsatını verelim, öfke, kızgınlık, nefret gibi olumsuz duygularımızı doğru seçilmiş bir sözcük yapıp uçuralım boşluğa, hem karşımızdakini incitme kaygısı yaşamayalım, hem de içimizde tutup hastalık şekline dönmesine fırsat vermeyelim. Sevgilerimle…Fotoğraf için CLUB Amazon Bördübet – sevgili Kaan Tecelli’ye teşekkür ediyorum…